Skip Navigation Links
  • Ana Sayfa
  • Hasta Bilgilendirme
  • Deri Hastalıkları
  • Kaşıntı ve Uyuz
  • Kaşıntı ve Uyuz

     

    • Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak iyi midir? (İyidir, hiç olmazsa tedavisi var.) Kaşıntı, insanı çok rahatsız eden, toplum içinde zor durumlara sokan sevimsiz bir histir. Fakat zaman zaman kaşıntısının çok özel bazı zevklere eşdeğer bir tadı olduğunu ifade eden hastalarımız da olmuştur. Pek çok deri hastalığı kaşıntıya yol açabilir. Bunlardan bir kısmında bölgesel kaşıntılar olur ve hastalığa ait tipik belirtilerle kendini gösterir. Mantar hastalıkları, egzemalar bu gruptandır. 
       
    • Bir kısmında ise tüm vucutta kaşıntılar olabilir, bu gibi durumlarda kaşıntının nedenini bulmak ve buna göre tedavi planlamak gerekir ki burada iyi bir deri hastalıkları uzmanının yardımı gerekecektir. Böyle bir kaşıntılı durumda en basitinden uyuz, bitlenme akla gelebilir. Yalnız vücut bitlenmesi değil, baş bitlenmesi dahi bazen gövdede yaygın kaşıntıya neden olabilir. Bütün bulaşıcı hastalıklarda, diğer aile bireylerinde de kaşıntı olması yol göstericidir. Ayrıca uyuzda gece kaşıntı artışı çoktur ve bu da önemli bir ipucudur. Bazen şeker hastalığında, böbrek hastalıklarında, bazen karaciğerin özel bazı rahatsızlıklarında, bazı kan hastalıklarında ve derinin az görülen bazı hastalıklarında yine vücutta kaşıntı görülebilir.
       
    • Kurdeşen (ürtiker) hastalığında da yaygın kaşıntı olmakla birlikte, tipik belirtileriyle kolay tanınır. Bazı bünyesel egzema tiplerinde (atopik egzema) yine şiddetli yaygın kaşıntılar olabilir. Kuru derililerde, özellikle yaşlılarda yaygın kaşıntılara sık rastlanılır.
       
    • Sıcak ve nemli ortamda görülen, terbezlerinin tıkanmasına bağlı ve halk arasında ''isilik'' diye adlandırılan hastalık da yaygın ve şiddetli kaşıntı yapar. Ayrıca bazı psikolojik kökenli rahatsızlıklarda da bölgesel veya yaygın kaşıntılar olabilir. Hatta bunlar bazen dayanılmaz, engellenemez ve hatta belki Sado-mazokistik zevkleri içerir nitelikte de olabilirler. Bütün bunların ötesinde, bazı kanser tipleri de ilk belirtilerini vücutta yaygın kaşıntı şeklinde gösterebilir. Özellikle bazı kan kanseri tiplerinde (hodgkins hastalığı gibi) benzer kaşıntılara sık rastlanır. Bu nedenle, kaşıntılarınız size zevk veriyor da olsa yine de bir deri hastalıkları uzmanına görünmekte yarar vardır. Doktor denetiminde kaşınmak şüphesiz çok daha sağlıklı olacaktır.


    Uyuz:
     

    • Halk arasında ''Gidişik'' adı verilen hastalık, yalnız insanlarda yaşayabilen ve gözle görülmeyen böceklerde bulaşan, çok kaşıntılı bir hastalıktır.
       
    • İnsandan insana; aynı yatakta yatmak gibi uzun süreli temasla veya çarşaf, çamaşır gibi ortak kullanılabilen eşyalarla bulaşabilir. İlk kez uyuz olanlarda kaşıntı 20 - 30 gün sonra, daha önce geçirenlerde ise çok kısa sürede ortaya çıkar.
       
    • Kaşıntının şiddeti, yaygınlığı, gece artması ve ailesel özelliği çok tipiktir. El parmak araları, dirsekler, karın, kalça, cinsel organlar, memeler en çok yerleştiği bölgelerdir. Yoğun kaşıntı izleri ve az sayıda böceğin kazdığı tüneller görülebilir.
       
    • Aşırı kaşıntı, mikrop kapmalara veya egzama gelişimine neden olabilir. Bebeklerde ve bağışıklık sistemi zayıf olan kimselerde, normalde tutmadığı saçlı deri, avuç içi, ayak tabanı gibi alanlarda yerleşerek, daha şiddetli olabilir. Her insanda hastalığa yakalanma olasılığı aynıdır; fakat, aynı ev içerisinde çok sayıda insanın yaşadığı, yatılı misafirliğin sık olduğu kesimlerde yayılma daha hızlı olur. 
       
    • Tedavisi çok zor olmasa da uğraştırıcıdır ve titiz bir uygulama gerektirir.
       
    • Birinci ilke; bir kişinin hasta olduğu bir evde herkesin tedavi olması, 
       
    • ikincisi ise bulaşma kaynaklarının dezenfeksiyonudur. Çamaşır ve çarşaflar kaynatılabilir, kaynatılamayan eşyalar, kızgın ütüyle ütülenebilir veya bir hafta insandan uzak kalacak şekilde, metal veya plastik bir kapta saklanarak; insan dışında uzun süre yaşayamayan böceklerin ölmesi sağlanır. 
       
    • Uzun araştırmalara karşın uyuzun iğne veya hap şeklinde, yaygın deyişle ''içten kesecek'' bir tedavisi bulunamamıştır. Bu nedenle deriye sürülerek böcekleri öldüren ilaçlar kullanılır. Uygulamada en önemli nokta, böceğin sevmediği baş ve yüz dışında, ilaçların tüm vücuda önerilen aralıklarla sürülmesi ve tedavi süresi içinde bölgenin, ilaçsız kalmamasıdır. Bu süre, ilaçlara göre 12 - 72 saat olabilir. Önemli olan, erken dönemde doktora başvurup; hastalığı, çevreye yayılmadan ve başka sorunlara neden olmadan denetim altına alabilmektir.